Sarıyer'de bulunan ve İstanbul'un en önemli yeşil alanlarından biri olan Belgrad Ormanı'nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işletme süresi sona erdi.
Bu durum, ormanın geleceği hakkında çeşitli tartışmalara yol açtı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Mehmet Kubat, partililer ve sivil toplum kuruluşlarından katılımcılarla birlikte, Bahçeköy'de Neşet Suyu Tabiat Parkı'na yürüyerek duruma dikkat çekti.
Basına açıklamalarda bulunan Çelik, Belgrad Ormanı'nın İstanbul'un nefesi, şehrin ekosistemi, su kaynakları ve biyolojik çeşitliliği için hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Çelik, İBB tarafından işletilen ormanlık alanın "milli parklar" statüsüne geçirilmek istendiğini ve bu süreçte halkın iradesi ile yerel yönetimlerin söz hakkının hiçe sayıldığını öne sürdü.
Belgrad Ormanı'nın Önemi
Belgrad Ormanı, İstanbul'un doğa ile iç içe olabileceği nadir alanlardan biri olarak bilinir. Şehirde yaşayan milyonlarca insanın nefes alabildiği, hafta sonları ve tatil günlerinde yoğun olarak ziyaret edilen bu ormanlık alan, aynı zamanda su kaynaklarının da önemli bir parçasıdır. Belgrad Ormanı, şehrin su ihtiyacını karşılayan barajların da yer aldığı bir bölge olduğundan, ekosistemi koruma açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Yerel Yönetimlerin ve Halkın Tepkileri
Belgrad Ormanı'nın milli parklar statüsüne geçirilmesi planı, yerel yönetimlerin ve halkın tepkilerine neden oldu. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, halkın bu süreçte yeterince bilgilendirilmediğini ve yerel yönetimlerin söz hakkının göz ardı edildiğini belirtti. Çelik, "Belgrad Ormanı'nın İstanbul'un ekosistemi için taşıdığı hayati önemi unutmamalıyız. Halkın iradesi ve yerel yönetimlerin görüşleri bu süreçte dikkate alınmalıdır" dedi.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Desteği
Yürüyüşe katılan sivil toplum kuruluşları da Belgrad Ormanı'nın korunması gerektiğini ve ormanın İstanbul için vazgeçilmez bir değer olduğunu dile getirdi. Çevre aktivistleri, ormanın milli parklar statüsüne geçirilmesinin ormanın doğal yapısını ve biyolojik çeşitliliğini tehdit edebileceğini öne sürdü. Ayrıca, halkın bu süreçte daha fazla söz sahibi olması gerektiği vurgulandı.