Sarıyer Kent Dayanışması Sözcüsü Emin Turan, Sarıyer’deki kıyıların yağmalanması ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu.
Sarıyer’in en etkili sivil toplum kuruluşlarından olan Sarıyer Kent Dayanışması, yaptıkları çalışmalarla isminden sürekli bahsettiriyor. Hayatın her alanında var olan ve sosyal sorumluluk kapsamında değerlerin yaşatılmasına önem veren Sarıyer Kent Dayanışması Sözcüsü Emin Turan, Sarıyer kıyılarında yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendirdi. Turan, işgallere karşı “Kıyı şeridinin tamamının halka açılmasını istiyoruz” dedi.
Bir süredir “Bir patika yapalım, kıyılar halka açılsın” diyerek Karadeniz kıyısında yürüyüşler düzenliyorsunuz. Kıyılar halka kapalı mı? Eğer kapalıysa bu yöntemle nasıl açacaksınız?
“Evet, kıyılar, özellikle Karadeniz kıyıları halkın özgürce kullanımına kapalı. Kıyı şeridinin önemli bir bölümü ve denize açılan bütün kapıları halkın özgürce kullanımına engel olacak şekilde kapatılmış durumda. Büyük bölümünde “beach” adını verdikleri özel plaj alanları haline getirilmiş ve buralara girmek, denizden yararlanmak için yüklü miktarda para ödemek durumunda kalıyorsunuz.”
Buraların kiralandığı, tesisler kurulduğu, masraf edildiği ve güvenlik sağlandığı söyleniyor. Yani hem bu yerler için kira ödüyorlar, hem de hizmet ettikleri için bedel istiyorlar… haksızlar mı?
“Öncelikle kıyı şeridi kiralanamaz ve özel şahıslar tarafından kapatılamaz. Kıyı yasasına göre kıyılar belli bir mesafeye göre kapatılamaz ve halkın denize ulaşması engellenemez diyor. Özel şahıslar bunun dışında kalan bölümü elbette kiralayabilirler ve buralarda verdikleri hizmetleri satabilirler. Ancak insanlarla deniz, kıyı arasına kapı, tel örgü kuramazlar. Yani insanlar denizden yararlanmak için para ödemek zorunda değildir. Ancak şu an fiili bir durum yaratılarak, yasalar hiçe sayılarak bu geçiş engellenmektedir.
Biz de bu fiili durumu, fiili bir durumla aşmaya, kıyıları kapatanlara ve yetkililere yasaları hatırlatmak için yürüyüş yapıyoruz. Hatta amacımız kıyı şeridinin resmi olarak bir ‘yürüyüş parkuru’ olarak ilan edilmesini sağlamak. Belediyeye bu konuda girişimde bulunduk ve bir yürüyüş parkuru için ne gerekiyorsa yapmalarını istedik. Bu konuda yanıt ve girişim bekliyoruz.”
Geçen günlerde Dalya Koyu ile ilgili belediyenin girişimi olmuş ve kapılarını açtı. Bu sizin çabalarınızın bir sonucu mu?
Demirciköy’deki Dalya Koyu Babylon, yani Doğuş Grubu tarafından işletiliyor. Kapılarının açılmasında bizim girişimimizin de etkisi var. Ancak açtık dedikleri kapıları deniz mevsiminde göreceğiz. Halk para ödemeden girebilecek mi? Ayrıca bu göstermelik bir açış. Bu koyun kıyı tarafından giriş ve çıkışı tel örgüyle ve tabelalarla kapatılmış durumda. Özellikle batı tarafından geçmek için dağcı olmak gerekiyor.
“Kıyıların işgali yasalara aykırı”
Ayrıca kıyı kapatmak bununla da sınırlı değil. Rumelifeneri’nden Kilyos ve Kısırkaya’ya kadar bütün sahil kapatılmış durumda. Yani İstanbullular’ın denize ulaşacakları tüm geçişler kapatılmış durumda. Bu durum yasalara aykırıdır ve işgal bir an önce sona erdirilmelidir. Bu konuda belediyeler ve devlet kurumları harekete geçmeli ve kıyı yasasına aykırı bu durumu sona erdirmelidir. Elbette asıl olarak da halkın kendi çıkarlarına sahip çıkması her şeyden daha önemli. Halk buraları kullanmalı, fiili olarak kendisine ait olduğunu kullanarak, yararlanarak göstermelidir. Biz patika açmaya çalışıyoruz. Halkın bu patikayı kullanarak, bu patikadan yürüyerek buraların kendisine ait olduğunu göstermesi gerekiyor.
Daha önce “Kumda Sanat” ve kum heykel festivali yaparak bir kapı açmıştık. Yine bu bölgede İstanbul’da ilk kez olan “Kaya tırmanma parkuru” yaparak bir kapı daha açtık. Şimdi “bir patika açarak” kıyı şeridinin tamamının halka açılmasını istiyoruz.
Haber: Nevzat TEMEL