Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ‘olur‘uyla İstanbul’un Sarıyer Hacıosman bayırının batısında kalan ormanlık alanın birinci derece doğal SİT alanı statüsünün kaldırılmasına karşı açılan davada bilirkişi raporu hazırlandı. Rapora göre SİT statüsünün değiştirilmesi yapılaşmaya yol açacak.
Bilirkişiler, yapılaşmanın artacağı bölgede dere yatağı olması sebebiyle depremden etkilenebileceğini, burada yapılaşmanın azaltılması gerektiğini belirtti.
Ne olmuştu?
Sarıyer sınırları içinde yer alan Boğaziçi Üniversitesi, Hacıosman bayırı ve yakın çevrelerinin doğal SİT alanı statüsü, 7 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak değiştirilmişti. Kararla tamamı SİT alanı olan Hacıosman bayırı ve çevresindeki dava konusu alanların bir kısmının statüsü ‘nitelikli doğal koruma alanı’, bir kısmı da ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ olarak düşürülmüştü. ‘Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları’nda turizm faaliyetlerine ve konut inşasına izin veriliyor.
‘Nitelikli doğal koruma alanları’ndaysa iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi, mesire alanları, park ve rekreaktif alanlar, atık su arıtma tesisi, atık su deşarjı, kanalizasyon şebekesi, içme suyu temini, jeotermal su çıkartılması ve iletim hattı, enerji nakil hattı, trafo, şalt sahası, iletişim hattı, ulaşım hattı, açık otopark, teleferik ve telesiyej, sabit olmayan duş, gölgelik, soyunma kabini, büfe ve tuvalet yapılabiliyor.
82 bin futbol sahası
İşlemin dayanağıysa, AKS Planlama ve Mühendislik isimli şirketin hazırladığı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’ydu (ETBAR). Bakanlık, İstanbul’daki 506 doğal SİT alanı için ETBAR hazırlama işini 2014’te bu şirkete 139 bin TL’ye ihale etmişti. Buna göre, firma metrekare başına 0,0002 TL kazanmıştı, bu da işin bilabedel yapıldığı anlamına geliyordu.
506 doğal SİT alanı toplam 58 bin 621 hektar (yaklaşık 82 bin futbol sahası) büyüklüğündeydi. Raporun her bir alan için dört mevsim boyunca biyo-ekolojik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, peyzaj yönünden değerlendirmeleri içermesi gerekiyordu, ama ihalede işin süresi 370 gün olarak belirtilmişti.
Yapılaşmaya izin verilecek
Hacıosman’da yapılaşmayı artıracak işlemin durdurulması için Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi dava açmıştı. İstanbul 12’nci İdare Mahkemesi’nde açılan dava kapsamında 14 Nisan’da bir bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, bahsi geçen alanlarda SİT statüsünün düşürülmesiyle yapılaşmaya izin verileceği belirtildi.
Rapordan öne çıkanlar
Rapora göre, statüsü düşürülen bölgede 14 hektarlık karaçam ormanı bulunuyor. Karaçam Ormanı'nın doğusunda, Cumhuriyet Mahallesi yer alıyor. Mahallenin doğusunda yer alan 5,3 hektar büyüklüğündeki karaçam ormanı da SİT derecesi düşürülen alanlar arasında yer alıyor. Bilirkişi heyeti, her iki ormanlık alanın da 3 hektardan büyük olduğu için Orman Kanunu’na tabi olduğunu, bu alanların yapılaşmaya konu edilemeyeceğini belirtti.
Bu alanların Boğaziçi ve İstanbul’un kuzeyindeki ormanlarla etkileşim içinde olduğunu kaydeden heyete göre, bu alanlar değerlendirilirken çevrelerindeki yapısal-doğal dokuyla birlikte ele alınması gerekiyor. Aksi durumda, koruma statülerindeki değişimler habitat parçalanmasına sebebiyet verir.
Rüzgar akışı bozulur
Yapılaşmanın olduğu Cumhuriyet Mahallesi’yse Boğaziçi silüetinde yer alıyor. Heyete göre, SİT statüsü ‘sürdürülebilir koruma alanı’na düşürülen mahalledeki yapılaşmanın yatay veya dikey yöndeki artışı Boğaziçi siluetine zarar verecek. Hakim rüzgar yönünün kuzeydoğudan esen poyraz olduğunu belirten heyet, doğal rüzgar akışını bozacak planlardan kaçınmak gerektiğini aktardı.
Devlet fidanlığı da tehdit altında
SİT statüsü ‘nitelikli doğal koruma alanı’na düşürülen alanlar arasında 1930’da kurulan Büyükdere Devlet Fidanlığı da yer alıyor. Bilirkişi raporunda buranın tarihine de yer ayrıldı. Buna göre, kapatılana kadar burada yılda 50 bin meyve fidanı üretme kapasitesine ulaşıldı. Türkiye’de az rastlanan egzotik türlerin de aralarında yer aldığı 240 türden oluşan bitki listesi hazırlanan fidanlıkta, akçaağaç, Berberis, huş, şimşir, sedir, Chamaecyparis, Cotoneaster, kayın, dişbudak, hatmi, manolya, ladin, bataklık servisi, çam, Prunus, porsuk, Thuja, Sekoya gibi türler bulunuyor.
Raporda, ‘şehrin hafızası’ olarak nitelenen fidanlık alanının Cumhuriyet tarihinin kurumsallaşmış bir eğitim kurumu olduğuna dikkat çekildi. Damızlık meyve ve süs bitkilerinin bilimsel anlamda ‘gen kaynağı’ olduğu belirtildi. Heyetin aktarımına göre, Büyükdere Fidanlığı, İstanbul’un en önemli bahçıvan okuluydu. Buradan yetişen mezunların çoğu TBMM’de ve saraylarda çalıştı. Fidanlığın ve Halkalı Ziraat Meslek Lisesi’nin kapatılmasıyla İstanbul’da bu alanda ara eleman yetiştiren kurum kalmadı.
Taşkın bölgesi
Statüsü düşürülen bir diğer alan da fidanlığın yanında bulunan PTT Evleri Mahallesi. Kozdere deresinin taşkın yatağı üzerinde yer alan mahalle geçmişte taşkınlardan etkilendi. Rapora göre, yerleşim yoğunluğunun fazla ve taşkın riskinin yüksek olmasına karşın buranın ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’na dönüştürülmesi yeni yapılaşmaya ve daha büyük taşkınlara yol açacak. Heyete göre, bina yoğunluğunu azaltacak, yüksek akımın geçebilmesi için yatak genişliğini artıracak düzenlemeler bu alanı güvenli hale getirecek.
Yerleşime açılmamalı
Fidanlığın da Kozdere’nin taşkın yatağında bulunduğunu belirten heyet, bu açıdan da fidanlığın yerleşime uygun bir yer olmadığını kaydetti. Maraş merkezli depremleri anımsatan bilirkişiler, depremde en çok zarar gören alanların dere yatakları olduğuna dikkat çekerek bu alanın yeniden fidanlık olarak düzenlenmesi gerektiğini aktardı. Ormanları yapılaşmaya açmanın iklim değişikliğinin etkilerini artırmaya yol açacak bir uygulama olduğuna dikkat çekildi.
Bilimsel rapor eksik
Bilirkişiler, SİT statüsünün düşürülmesine dayanak olarak gösterilen ETBAR’la ilgili de tespit yaptı. Raporda, statüsü değiştirilen alanların yakınında bulunan Çayırbaşı ve çevresinde bulunan bazı bitki türlerine yer verilmediği, dolayısıyla saha çalışmasının yeterli olmadığı izlenimi edinildiği belirtildi.
Rapor için dört kez gitmişler
ETBAR’a konu edilen her bir alanın dört mevsim boyunca biyo-ekolojik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, peyzaj yönünden değerlendirmeleri içermesi gerekiyor. Bilirkişi raporu, incelemenin yüzeysel yapıldığını da ortaya çıkardı. Rapora göre, araziye 23 Ağustos 2014, 24 Şubat 2015, 23 Nisan 2015 ve 25 Mayıs 2015’te gidildi.
Kaynak; Diken