12 Eylül 1980'de asker yönetime el koydu. Yüz binlerce insan tutuklandı. Bazıları işkencelerde öldü. Bazıları yurtdışına kaçtı, kimileri zindanlarda çürüdü.
Tabi ki o günlere nasıl gelindi. O da ayrı bir konu. Bu günkü konumuz askeri cuntanın yapmış olduğu ihtilalın arkasından kendi hazırlamış olduğu 7 Kasım 1982 Anayasasına halkımızın %91,4 evet oyu vererek onaylamasıdır.
Bu anayasa ile;
Özgürlükler her alanda kısıtlandı.
Sendikaların siyasi faaliyetleri yasaklandı.
Özelleştirmelerin önü açıldı.
Darbeci Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi.
Bir nevi halk darbecileri ve darbeyi onaylamak zorunda kaldı.
Seçim sistemi değiştirildi. Ülke barajı %10 ve % 20'lere varan bölge barajları getirildi. Bu gün hala %10 seçim barajı ülkemizde uygulanıyor.
Şimdi baktığımız da herkes 12 eylüle ve onun hazırladığı anayasaya karşı veryansın ediyor. Bu ülkede insanımızın en büyük eksikliği, hep güçlüden yana tavır koymasıdır. Bu dün böyleydi, bu gün de aynı hastalıklı durum maalesef devam ediyor.
Özel hayatında hiç bir kıymeti harbiyesi olmayan, hatta görevi bitince bir selam bile verilemeyecek, bir sürü kibir abidesi zübükleri, genel ve yerelde şakşaklamıyormuyuz? Durum böyle olunca haklıdan yana değil de güçlüden yana tavır koyanlar, devam ettiği sürece, gelişmemiz, ilerlemeniz ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamımızı sürdürmemiz mümkün değildir.
Bu 40 yıl önce de böyle idi, bu gün de böyle! Korkarım 40 yıl sonra da bu gidişle böyle olacak gibi!
Yani güzel kardeşim sen değişmediğin sürece sistem değişmez.