Şu sıra hiç ayırt etmeden bütün siyasi partilerde bu şekildeki “benim dediğim olacak” kavgası devam ediyor,
31 Mart 2024 tarihi her gün biraz daha yaklaşıyor, O tarihte seçilecek olan ve 01 Nisan 2024 tarihinde görevi devralacak belediye başkanı beş yıl boyunca söz sahibi olacak.
Böyle süreçlerde partilerin genel merkezleri, genel merkez yöneticileri, seçilmiş milletvekilleri, Genel idare kurulu üyeleri, il başkanları, ilçe başkanları ve kendisinde güç gören kim varsa öncelikle belediye başkan adayını tayin etmek isterler.
Normal şartlarda partilerin genel merkezleri kendilerinin güçlü olduğu daha doğrusu kazanmaları kesin olan yerlerde adaylarını tayin etmek istiyorlar, böyle bir durumda bir şekilde söz konusu parti yetkilerinin istedikleri makul karşılanabilir. Ama ancak kim ne derse desin kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan verecek.
Ama CHP’de öyle değil. Yerel seçimde o bölgede seçimin kiminle yani hangi aday ile kazanılacağı o bölgedeki yerel yöneticiler tarafından daha iyi bilindiğinden partiler çoğunlukla yerel yöneticilere “o bölgeleri siz biliyorsunuz seçimi kazanabilecek kazanamazsa bile en fazla oyu alabilecek aday üzerinde karar kılın bizde işin resmi prosedürünü tamamlayalım” şeklinde görüş belirtirler.
Öteden beri aday belirleme sürecinin en zor olduğu seçim bölgeleri orada bir milletvekili olduğunda o milletvekili ile birlikte birden fazla genel merkez yöneticisi olunca çıkıyor. Hal böyleyken özellikle İstanbul adayları için kararı, İBB başkanı Ekrem İmamoğlu verecek gibi gözüküyor..
Şu sıra hiç ayırt etmeden bütün siyasi partilerde bu şekildeki “benim dediğim olacak” kavgası devam ediyor, Belediye başkan adaylarını tayin etme talebi ile başlayan bu sürece il-ilçe ve belde teşkilatları cevaz verdiği takdirde “belediye başkan adaylarını ben tayin edeceğim” ile başlayan inatlaşma hangi sıraya hangi meclis üyesinin yazılacağına kadar indirgeniyor.
Belediye başkan adayları ile birlikte belediye meclis üyesi adayları o yerleşim merkezinde bulunan seçim kurullarına verilip teslim alında belgesi alınmadan sözünü ettiğimiz mücadele asla bitmeyecektir.
Yıllar yılı CHP'de devam eden bu gelenek her defasında “belki bu sefer sona erer” diye düşünülse de görünen o iki söz konusu inatlaşmalar asla bitmeyecek.