Bireyin kendisiyle iletişim halinde olmasına içsel iletişim denir. Kişilerarası sağlıklı iletişimin oluşması için öncelikle içsel iletişimin gerçekleşmesi gerekir. Bireyin çoğu zaman başkalarıyla paylaşmadığı iç hesaplaşmaları, planları, kaygıları, düşleri, sevgisi, kendini nasıl gördüğü ve nasıl görmek istediği, kendini aynada eleştirmesi, çözümlemesi kendisiyle olan iletişimini ifade eder.
İçsel iletişimimizdeki amaç, kişinin kendisiyle barışık olması ve kendini tanımasıdır. Aynı zamanda, kendini tanıyan ve kendisiyle barışık olan kişi çevresiyle de barışık olduğunu gösterir. O halde bu yolculuğu kendimizi tanımadan gerçekleştirmemiz mümkün değil. Bireyin en uzun yolculuğu kendisiyle olan yolculuğudur. Aslında kendimizle tanışmak o kadar kolay değildir. Kişi kendisiyle yüzleşmek istemediği için inkar, mutsuzluk gibi duygular barındırabilir ve bu durum biraz sancılı olabilir. Sonuç olarak, geçte olsa tanıştığımız kendimizle memnun oluruz.
Kendimizle olan tanışma yolculuğuna bu soruları sorarak çıkabiliriz; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, nelerden hoşlanmam, neleri severim, nasıl bir tarzım var, kişilerarası iletişimde ailemle ve arkadaşlarımla kurduğum ilişkilerde nasılım?” Bu bağlamda kişinin ihtiyaçlarının farkında olması, kendini sorgulaması, duygulanması, düşünmesi, gördüğü rüyalardan mesaj alarak iç gözlem yapabilmesi kendisiyle olan iletişimdir. Kendisiyle yüzleşemeyen ve öz denetim sağlamayan bireylerin diğer insanlarla sağlıklı iletişim kurması mümkün değildir. Bireyin bütün davranışları esasen içsel iletişimin dışa vurumudur. Kişi çok üzüldüğünde, utandığında veya heyecanlandığında kendini sakinleştirmek için içsel iletişime başvurabilir. Kendimizle (içsel) iletişim odaklanma, düşünme ve çözümü beraberinde getirir.
Peki siz kendinize nasıl fısıldıyorsunuz? İç sesiniz size ne söylüyor?
Örneğin; Üniversite sınavına girecek olan bir öğrenci, sınav öncesi “Ben bu sınavda başarısız olacağım”, “Çalışsam da yapamam” gibi olumsuz düşüncelere kapıldığında beynini başarısızlığa şartlamış olur. Böylelikle kişinin bu iç sesi korku, endişe duygularını ortaya çıkararak kendini olumsuzluğa programlamasına neden olur.
Kendimizle iletişimde en tehlikeli olan içsel iletişimdir. İçsel iletişimde en etkili iletişim biçimi ise beynimizi başarıya veya olumluya programlayarak gerçek olmasını istediğimiz yola doğru ilerleyebilmektir. Hayalini kurduğumuz, olmasını istediğimiz resmi bilinçaltına göndererek beynimize olumlu duygular gönderebiliriz. ”Ben üniversiteyi kazanacağım”, “Sınavlarımda başarılı olacağım” v.b…
İletişime geçmeden önce kendimizi tanımalı ve iletişimde sürekliliği hedeflemeliyiz. Aksi takdirde birileri tarafından kabul görmeyi, anlaşılmayı bekler dururuz. Başkaları tarafından kabul görmediğimizde ve anlaşılmadığımızda ise kendimizi yıpratır ve mutsuz ederiz. Mutsuzken kurulan bir iletişim sağlıklı bir iletişim şekli değildir. Kendimizle olan içsel iletişimimiz ne kadar sağlıklı olursa hayattan ve başkalarından sağladığımız doyumda o kadar artar. Kendisiyle ilgili farkındalığı artan kişi, içsel konuşmasında suçlama ve yargılamadan arınarak iç huzura kavuşur. Kişinin kurmuş olduğu bu iletişim tarzı ise çevresiyle kurduğu iletişime de yansır.
Kendimizle sağlıklı bir içsel iletişim kurmamız dileğiyle..
Hümeyra Yetkin
Uzman Psikolojik Danışman
Saygılarımla…