Hepinizin günlük hayatta zihninden sayısız düşünceler geçer. Kimileri bir bulut gibi geçip giderken bazıları zihinde sabit bir şekilde öylece kalır.

Hepinizin günlük hayatta zihninden sayısız düşünceler geçer. Kimileri bir bulut gibi geçip giderken bazıları zihinde sabit bir şekilde öylece kalarak zincirleme düşünce korku tamlamasını yaratır.

Zihnin geviş getirmesi olarak nitelendiren bu durum kişilerin günlük yaşantısını olumsuz yönde etkileyerek tekrarlanan düşüncelerin zihninize yerleşmesini sebep olur. Sizi rahatsız eden, zihninizde susturamadığınız, sürekli düşünüp durma olarak adlandırılan bu yoğun durum psikolojide “Ruminasyon” olarak adlandır. Algılanan stres düzeyi ya da elinizde olmadan vücuda girmesine izin verdiğiniz kaygılar, düşünce akışını sekteye uğratarak yanlış veya sahte düşüncelere dalıp gitmenize neden olur. Size verilen uçsuz bucaksız olumlu olarak kullanmanız gereken hayal gücünün kötüye kullanımı ve özellikle hayal gücü stres ile birleştiği o anda bir ruminasyon meydana gelir.

Ruminasyon, sorunun çözümüne hiçbir faydası olmadığı gibi, sizi somut bir kanıt olmaksızın yanlış kaygılar içine sokar. Ruminatif düşünce biçimi, kişinin depresif ruh halini arttırarak hiçbir neden yokken panik atak, anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlara da neden olabilir. Elbette bu ruminasyonu kontrol altına almak, minimum seviyeye düşürmek mümkündür.  Öncelikle kişi böyle bir an yaşadığında farkındalığını oluşturarak , “Evet, ben şu anda bir ruminasyon yaşıyorum.” diyebilmeli. Kabullenme aşaması sorun çözümlerinde en etkili yöntemsel telkindir. Ruminasyon esnasında kişi zihnini başka bir aktiviteye yönlendirmelidir. Unutmayın ki, düşünceler, hisler gelip geçicidir. Düşüncelerinizin gerçekliği yoktur. Sadece onlara gerektiğinden fazla anlam yüklediğiniz için kendilerini değerliymiş gibi hissetmenize neden olur.

ruminasyon-nedir-tedavisi

RUMİNASYONA DUR DEYİN!

Endişe, kaygı, kontrol kaybı, karamsarlık gibi kavramlar, ruminasyonun en sevdiği kavramlardır.  Öncelikle beyninize yanlış sinyaller gönderen bu kavramları yok ederek, “Olabilir, kötü hissedebilirim.” Bakış açılarını aktive etmeniz gerekir. Tam bu sırada kontrol kaybı yerine aslında normalleşmenin zirveye ulaştığı, asıl kontrolün düşüncelerde değil sizde olduğunu anlamak daha kolay ve rahatlatıcı olacaktır. Endişe ve kaygılarımıza sınır koyamadığınız için tekrarlanan obsesifruminasyon meydana gelir. Zihninizde istenmeden, uygunsuz, sürekli gelen düşünceler işgalci bir yaklaşımla sınırlarınızı aşar. Birden bire kendinizi obsesif bir düşünce yapısında bulabilirsiniz. Bu gibi durumlarda profesyonel bir destek almak önemlidir. Bunun yanında düşünceyi önemsememek, düşünceniz yokmuş gibi yaşamak, kabul edilmişliği arttırmak da tedaviyi olumlu yönde etkiler. Unutmayın ki, düşüncelerinizle savaşmak onları önemsediğiniz anlamına gelir ve savaşırken aynı zamanda düşüncelerinizi büyüttüğünüzün farkında olmazsınız. Düzenli spor yapmak, hobiler uğraşlar bulmak, meditasyon yapmak, sosyal çevrede zaman geçirmek vücutta serotonin hormonunu salgılattığı için kişinin çok daha iyi hissetmesine yardımcı olur. Sonra bir bakmışsınız ki, daha önce düşündüğünüz şeyler, zihninizden akıp gitmiş.