Bir çocuk, çevresindeki tehdit ve engellemelerle baş edebilecekruhsal ve zihinsel olgunluğu kazanana kadar ebeveynlerine bağımlıdır
Bir çocuk, çevresindeki tehdit ve engellemelerle baş edebilecekruhsal ve zihinsel olgunluğu kazanana kadar ebeveynlerine bağımlıdır. Ebeveynleri,onun ihtiyaçlarını giderir,kaygılarını yatıştırır,çocukta rahatsızlık uyandıracak durumları önceden sezer ve onları ortadan kaldırmaya/önlemeye çalışır.Bebek ve çocukların bu konuda güvenmeye ihtiyaçları vardır.İlerleyen yaşlarda bu kaygıyla baş edebilme becerilerini belirleyecek olan ,bebeklik döneminden itibaren edindikleri olumlu deneyimlerdir.
Çocuklar farklı yaş dönemlerinde farklı korkular geliştirebilirler.Her yaş döneminin kendine özgü korkuları vardır.Bir bebek için her şey korkutucu olabilir.Gürültüler,alışılmamış bir nesne,yabancı bir yüz vs.. Üç yaşında korku uyandıran şey ,çocuğun çevresinde olan nesne,kişi,olay ve hayallerdir. İki-dört yaş aralığında kayıp ve ebeveynlerden ayrılığa karşı hassasiyet görülebilir.Dört yaşından okul dönemine kadar korku uyandıran nesnelerin çeşidinde ,sayısında,şiddetinde önemli değişiklikler meydana gelir.
Çocuklar neden korkar ve çocuğun korkularını yenmesi için neler yapılmalı? Çocuk korkularının temelinde, güvende hissetmeme duygusu yatıyor ve bu korkular doğru yönetilmediği takdirde daha büyük problemlere yol açabiliyor. Bilinmezlik, yeni bir şeyle karşılaşma, çocuğun yalnız ya da annesinden ayrı kalması veya yabancı bir ortama girmesi gibi durumlar güven duygusunda eksikliğe neden oluyor.
BİLGİ EKSİKLİĞİ:
Çocukluk korkularının birçoğu eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklanıyor. Tarih öncesi zamanlarda insanlar nasıl fizik kurallarına ilişkin bilgileri olmamaları nedeniyle gök gürültüsü, şimşek ve güneş tutulması gibi doğa olaylarından korkuyorlarsa, çocuklar da aynı sebeple birçok şeyden korkuyorlar.
Çocuğun yüksek sesten korkması gibi davranışlar da bu tarz bilinmezliklerden kaynaklanıyor. Çocuklar dünyanın kurallarına ilişkin yeni keşifler yapıp kendilerince hipotezler geliştiriyorlar. “Küvetteki su, akaçtan geçip gittiğine göre ben de yok olabilirim” gibi türlü korku verici düşüncelere kapılabiliyorlar.
BEBEKLİKTE YAŞANAN KÖTÜ DENEYİMLER:
Yapılan araştırmalara göre, çocukların anne karnında ya da doğum sürecinde yaşadıkları travmalar bazı korkulara eğilimli olmalarına neden oluyor. Örneğin;
· Klostrofobinin nedeni, bebeğin doğum kanalında sıkıştığı uzun süren bir doğum süreci olabiliyor.
· Çocuklarda karanlık korkusunun altında, bebeğin gece ağlarken ihmal edilmesi yatabiliyor.
· Çocuğun yalnız kalma korkusu, bebeklik döneminde annesiz kalmasından ya da yeterince anne sevgisi almamasından kaynaklanabiliyor.
· Yalnız kalmak istemedikleri ve sürekli kendisine bakanların yanında bulunmak istedikleri için çocuklarda okul korkusunun temelinde ayrılık kaygısı yatabiliyor.
KORKUTUCU DENEYİMLER:
Bir köpeğin saldırısına uğramak, havuza düşmek ve iğne yaptırmak gibi olaylar çocuğun bu durumları tekrar yaşama olasılığına karşı korku geliştirmesine yol açıyor. Bunların bir kısmı tehlikeli olaylar olabilse de çocukların korktukları şeylerin pek çoğunun hayati tehlikesi olmuyor.
KOŞULLU KORKULAR:
Çocuklar zaman içinde başka korkunç bir olayla ilişkilendirdikleri nesne ya da olaylardan korkmayı öğrenebiliyorlar. Örneğin; fareyle korkutucu bir deneyim yaşayan çocuklar bu korkularını tavşan, köpek, pamuk ve kürk manto gibi benzer hayvan ve nesnelerle ilişkilendirerek bunlardan da korkmaya başlayabiliyorlar. Okul öncesi çocukların korkularının pek çoğu, bu tarz koşullanmalardan kaynaklanıyor.
BAŞKALARINDAN EDİNİLEN KORKULAR:
Çocuklar anne ve babalarının korkularına kolayca yakalanabiliyorlar. Güvendiği bir yetişkinin beklenmedik ve öngörülemeyecek şekilde davranması küçük çocuklar için kafa karıştırıcı ve korkutucu olabiliyor. Özellikle de bu tepki ani ve sesli bir şekilde verilmişse etki daha çok artıyor.
ÖLÜMLÜLÜĞÜ KAVRAMAYA BAŞLAMAK:
Çocuklar ölüm kavramının bilincinde olmadan yaşıyorlar. Çocuğun ölüm, ölümlülük ve kendi kırılganlıklarına dair farkındalıklar geliştirmeye başlamasıyla birlikte yeni korkular da ortaya çıkmaya başlar. “İnsanlar neden ölür?”, “Ben ölecek miyim?” gibi sorular bu dönemde görülebiliyor.
ÇOCUĞUN GELİŞEN HAYAL GÜCÜ:
Çocukların zihinsel imgeler oluşturma ve konuşma gibi becerileri geliştiği dönemde korkularını besleyen en büyük etken, canlı bir hayal gücü. Örneğin; akşam vakti dışarıdaki çalıların ve sokak lambasının ışığı nedeniyle perde üzerinde oluşan şekiller çocuğun gölgeden korkmasına neden olabiliyor. Çünkü çocuk bu şekilleri gerçeküstü şeylerle ilişkilendirebiliyor. Bu nedenle bir yetişkin için son derece önemsiz ve akıl dışı görünen bir durum, çocukta ciddi kaygılara yol açabiliyor.
SEMBOLİK KORKULAR:
Çocuğun gerçek korkusunu ifade etmesinin çok zor ya da tehlikeli olduğu durumlarda sembolik korkular ortaya çıkıyor. Anne ve babasının onu sevmeyeceğini düşünen çocuk, dolabında saklanan canavardan korkmaya başlayabiliyor. Ezici bir kaygıyla başa çıkamayan çocuğun zihni, korkuyu hayal ürünü bir canavara aktarabiliyor.
· Anne-babanın boşanması,
· Ebeveynlerden birinin hasta olması,
· Çocuğun cinsel tacize uğraması sembolik korkulara neden olabiliyor.
BAŞARISIZLIK KORKUSU:
Çocuk büyüdükçe korkularının nedenleri de daha gerçekçi bir hal alıyor. 7-13 yaş aralığında genellikle sosyal yaşama ve okuldaki akademik duruma karşın korkular baş gösteriyor. Çocukta yeterince başarılı olamama, sevilmeme ve arkadaşları tarafından dışlanma gibi korkular ortaya çıkıyor. Düşük notlar alan çocuk ailede baskı görebiliyor. Sürekli yüksek notlar almaya çabalamak ve başarılı olma kaygısı gütmek çocuğun anneden korkması gibi üzücü durumlara yol açabiliyor. Dolayısıyla bu dönemde anne ve baba olarak çocuğunuza karşı tutumunuz çok önemli.
ÇOCUKLARDA KORKUYU YENMEK MÜMKÜN!
Çocuğun korkularıyla baş etme yolları hakkında öneriler:
· Çocuklarda korkuyu yenmek için atılması gereken ilk adım, korkunun altında yatan nedenleri bulmaya çalışmak olmalı. Böylece çocuğunun korkmasına yol açan durumları ortadan kaldırılabilir hale getirmiş olursunuz.
· Çocuk korkuları mantıksız olabilir ama bunların gerçek olduğunu kabul etmek gerekiyor. Çocuğuna “bunda korkulacak bir şey yok” tarzı bir yaklaşımda bulunmanız korkuyu yenmesine yardımcı olmak yerine, daha da şiddetlendirebilir.
· Çocuğunun korku duyduğu durumlarda ona kısa ve net açıklamalar yaparak bunun aslında korkulmayacak bir şey olduğu duygusunu uyandırmalısınız. Ona doğru bilgi vermelisiniz.
· O anda yaşadığı duyguyu tamamen boşaltabilmesi için çocuğun korkudan titremesi ve ağlaması gibi durumlar yaşanabiliyor. Bu krizler sırasında çocuğunuzu, duygularını boşaltması için teşvik etmelisiniz. Gülmek bu konuda çok işe yarıyor!
· Çocuğun korkularıyla asla dalga geçmemeli ve onları yok saymamalısınız.
· Yanlış ebeveyn davranışları sebebiyle çocuklarda karanlık korkusu olarak başlayan durum, çocuğun tuvalete tek başına gitmesini bile engelleyebiliyor. Çocuğun yalnız yatma korkusu gibi yeni durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle çocuğunu korkusunu yenmesi için karanlıkta oturmaya ya da yalnız kalmaya zorlamamalısınız.
· Korkan çocuğa nasıl davranmalı, konusunda aşırı koruyucu davranışlar sergilemenin de yanlış bir tutum olduğunu söyleyeyim. Çocuğunuzu çevresindeki insanlardan korkan biri olarak yetiştirmemelisiniz.
· Çocuğunuzu arkadaş edinmesi için cesaretlendirmeli ve ona örnek olmalısınız.
· Bir çocuk herkesten çok ailesine güvenir. Çocuğunu korku ve endişeleriyle baş etmek konusunda yalnız bırakmamalısınız. Ona göstereceğiniz davranış kalıplarını örnek alarak güven duygusunu kazanmasını sağlamalısınız.
Masallar, kitaplar, oyunlar ve resim çocukluk korkuları ile başa çıkmanın eğlenceli yollarıdır.
Çocuğun korkularını gözlemleyip mümkünse dinledikten sonra bu konuyla ilgili masallar anlatabilirsiniz. Her korkuya yönelik masal bulamayabilirsiniz. Bu konuda masal anlatıcılığı içeriklerine göz atabilirsiniz. Çocuğun korkularına yönelik iyileştirici etkisi olacak masalları kendiniz de tasarlayabilirsiniz. Çocukluk korkuları hakkında yazılmış pek çok kitap bulabilirsiniz. Çocuğunuzun korkusuna ve yaşına hitap eden kitapları alıp birlikte okuyabilir, üzerine sohbet edebilirsiniz.
Çocuk kimi zaman korktuğu kişi ya da nesneleri oyunlarına da dahil edebilmektedir. Oyun çocuğun dilidir ve oyun aynı zamanda da çocuğun zorluklarla başa çıkma yöntemidir. Çocuk oyun içerisinde süper kahraman olup korktuğu canavarı alt edebilir.
Çocuğa korkusunun resmini çizdirebilirsiniz veya hamurlarla, killerle korkuyu şekillendirmesini isteyebilirsiniz. Ortaya çıkan şekli birlikte komik bir hale getirebilir, göz, gülen bir ağız, komik saçlar çizebilirsiniz. Ardından ona bir isim verebilir ve onun için bir hikaye yazabilirsiniz.
“Bu canavar LULU. LULU, çocukları çok severmiş ve hep onlarla oyun oynamak istermiş, ama görüntüsü çocukların hoşuna gitmezmiş. Hiçbir çocuk onunla oynamak istemezmiş. O da yalnız başına sıkılır ve çok üzülürmüş.” gibi.
Çocuğunuzun korkuları devam ediyor, iletişimini, davranışlarını, gelişimini ve verimliliğini olumsuz etkiliyorsa profesyonel destek alabilirsiniz.