Kasım ayı, sanki kendini Atatürk’e adamış gibi… Gökyüzünün rengi daha mat, güneşin ışıltısı biraz daha soluktur bu günlerde. Vakit 09:05’e yaklaştığında....

Yılın en hüzünlü ayı Kasım… Göz alabildiğine sararan yaprakların dallardan sessizce süzüldüğü, rüzgârın esintisinde melankolik bir nağmenin kulaklara dolduğu vakitlerdir. Doğa, kışa hazırlık yaparken, yüreklerde bir başka ağırlık belirmeye başlar. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da 10 Kasım yaklaşırken, Kasım’ın kasvetli havası içimize işler.

Kasım ayı, sanki kendini Atatürk’e adamış gibi… Gökyüzünün rengi daha mat, güneşin ışıltısı biraz daha soluktur bu günlerde. Vakit 09:05’e yaklaştığında, o büyük sessizlik bir daha çöker ülkenin üstüne. Bir sel gibi akan siren sesleri, bizleri zamanı geri almaya davet eder; bir anlığına da olsa Atatürk’ün bıraktığı anılara, düşüncelere götürür. Duruşumuzla ona olan minnetimizi, gözlerimizde biriken yaşlarla sevgimizi sunarız.

Atatürk’ün en çok sevdiği renklerden biri olan gökyüzü mavisi, Kasım’da daha ağırbaşlıdır, bir veda ve özlem rengine bürünmüştür. Sanki doğa da onun eksikliğini hisseder. Ağaçlar, rüzgarla dans ederken yapraklarını birer birer toprağa bırakır, birer bayrak gibi; Atatürk’ün sevgisini, onun özgürlük ve bağımsızlık ideallerini hatırlatarak.

Kasım, anılar ayıdır. Cumhuriyet’in ilk adımlarını, onun devrimlerini, ardında bıraktığı özgür düşünceyi yâd ederiz. Gözlerimizi kapattığımızda, koca bir milletin ona nasıl sığındığını, umutlarını ona nasıl bağladığını hissederiz. Atatürk, sadece bir lider değil; bir rehber, bir ışık, yüzyıllar boyu yolumuzu aydınlatacak bir meşâledir.

Bu yüzden Kasım, hüzünlü ama bir o kadar da umut doludur. Onun “Beni hatırlayın, ama her hatırladığınızda geleceğe daha güçlü bakın” diyen bakışları, bugün hala üzerimizdedir. Kasım’ın puslu sabahları, yüreğimizdeki özlemi daha da belirgin kılar. Ama bu hüzün, aynı zamanda bir bağlılık yeminidir; Cumhuriyet’in bekçileri olduğumuzu hatırlatan, bir daha asla pes etmeyeceğimizi fısıldayan sessiz bir direniştir.

Kasım’ın her günü, aslında bize Atatürk’ün sözlerini anımsatır; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bizler, onun gösterdiği yolda yürüyenler olarak, Kasım’ın ağır ama onurlu havasında her gün onu hatırlar, yarattığı Cumhuriyet’e olan borcumuzu bir kez daha düşünürüz.

Kasım, Türkiye için bir aydınlanma ayıdır. Gölgen huzurla uyusun, Atam. Bize bıraktığın bu ülke, fikirlerinin ışığında yaşatmaya devam edecektir.

  • Miray ANKAOĞLU